BULDUM…BEN DE BULDUM

 

Eski yıllar. Yaşanan yıllar. O yılların en unutulmaz sözleri konuşmaları ise.Biri ‘ördek çorbası’ bir diğeri ise ‘vecettü (buldum)’ idi. Şimdi size tuhaf gelecek dimi. Neyi ‘buldu’ acaba? Ne olacak içtiğimiz çorbanın içindeki pirinci bulmanın adıydı, Vecettü.Pirinci az olan suyu bol çorbada kaşığına pirinci bulan kişinin yaptığı latifenin adı.
Gelelim diğerine. Fırınlardan ucuz aldığımız bayat ekmeği bir büyük kaba doğrar, üzerine biraz şeker ilave eder ve bunu da keyifle kaşıklar yemek niyetine yerdik. Bunun adı da ‘ördek çorbası’ydı.
Üstad Hazretlerinin Risale-i Nur’un birçok yerinde belirttiği gibi, geçmiş ömrümüzü düşününce o ömürde geçen lezzetli safalı günler bize ‘Elhamdülilah şükür’ ne güzel günlerdi deyip aldığımız lezzetleri şükrettiriyor.

O NUR’A HİZMET EDİYOR

O yıllarda sık sık görüştüğümüz Ağabeylerden Zübeyr Ağabey’in hizmetle alakalı ikazlarını dinlerdik.Zubeyr Ağabey, iman ve Kur’an yolunda hizmet etmek isteyene herşeyiyle yardımcı olur,yol gösterirdi. Samsun’da hizmetlerle meşgul olan Hamdi Sağlamer Ağabeyden dinlediğimiz bir hatıra:
‘Risale-i Nur’un neşri ile alakalı hizmette bulunuyordum. Matbaa da basılan risalelerin çeşitli işlerine yardıma gidiyorduk. Orada dizgi makinesinde çalışan bir solcu vardı. Bize biraz sıkıntı veriyordu.
Birgün Zübeyr Ağabey beni odasına aldı:
‘Hamdi Kardeş o kişi risalelerin basımına yardım ediyor. Nurlara hizmet ediyor. Sen ona hizmet etmekle ona değil Risale-i Nur’a hizmet ediyorsun. Matbaaya giderken, kimseye değil sadece Kur’an davası olan Risale-i Nur’a hizmet ettiğini düşün, öyle hareket et.İhtiyaç büyük. Baskı herşeyden önemli. Bizim için Risale-i Nur’un basımından büyük bir hizmet şu anda yok.Gayemiz Risale-i Nur’un basımı.Bu işi de şu anda o insanlar eliyle yapıyoruz.Biz herşeyimizi Nur’a feda etmeliyiz.’ dedi.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir