GÜNEŞ EN BÜYÜK DELİL

”Risale-i Nur’da Allah’ı ispat eden ve varlığına, birliğine en büyük delil olarak niçin Güneş gösteriliyor?”

”Evet, nasıl güneş kayıtsız nuru, maddesiz aksi vasıtasıyla sana senin gözbebeğinden daha yakın olduğu halde, sen mukayyet olduğun için ondan gayet uzaksın. Ona yanaşmak için çok kayıtlardan tecerrüd etmek, çok merâtib-i külliyeden geçmek lâzım gelir. Adeta, mânen yer kadar büyüyüp, kamer kadar yükselip, sonra doğrudan doğruya güneşin mertebe-i asliyesine bir derece yanaşabilir ve perdesiz görüşebilirsin. Öyle de, Celîl-i Zülcemâl, Cemîl-i Zülkemâl sana gayet yakındır; sen Ondan gayet uzaksın. Kalbin kuvveti, aklın ulviyeti varsa, temsildeki noktaları hakikate tatbike çalış.”Sözler, On Altıncı Söz)

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin,Güneş misali çok orjınal ve kendine hastır.Güneş misaliyle birçok konuyu aklımıza yaklaştırmaktadır. Risale-i Nur’da,Güneşten iman hakikatleri ile alakalı çok temsilat vardır. Başka alimlerde Güneş misalinden başka açıdan istifade ederken,Üstadımız, insanları inanç ve itikat açısından güçlü kılacak doğru yola götürecek çok antika misalleri güneşte keşfetmiş,ve güneşin en hayırlı gaye ve faydasını ortaya koymuştur.

Güneş,Zatı itibariyle bizden çok uzak olmasına rağmen ısısı,ışığı,rengi ile yanımızda.Allah’ta isim ve sıfatlarıyla bize şah damarımızdan daha yakın,fakat Zatı itibariyle mahlukatından nihayetsiz uzak. Güneş,Allah’ın yarattığı bir mahluk,Nur isminin bir tecellisi,bütün yeryüzünü ışığı,ısısı rengi ile kaplıyor,hepsinin yanında ama herşeyden çok uzak.Dünyamıza 150 milyon kilometre mesafede. Işığı sekiz dakikada dünyamıza ulaşıyor.  İşte kıyas et, Allah’ın bir mahluku böyle olursa,yaratanı nasıl herşeye yakın olur denilebilirmi?

Risale-i Nur’larda diğer mahlukat gibi güneşin de, Allah’ı tesbih ve zikrettiği,Allah’ın varlığına ve birliğine şahitlik edip, dellallık yaptığı anlatılır.Bugün fenlerin güneş hakkında tespit ettikleri yüzlerce hikmet ve fayda güneşin bir sanatkara işaret ve delil olduğunu bizlere gösterir.Güneşin belli bir ölçü ve yörüngede dönmesi ve dönerken dünyamıza lamba ve soba vazifesi görmesi,bize açık ve net bir dille, Allah’ın varlığını ve birliğini gösterip ispat etmektedir. Zira güneşin cansız ve yakıcı cisminin, hassas bir ölçü ile bir yörünge takip etmesi ve bizim dünyamızı bilip bize şefkat etmesi düşünülemez. Güneşi bize itaat ettiren şefkatli bir el var, bu da Allah’tan başkası değildir.

Üstadımızın aleminde,güneş ”Sekiz İsm-i Azamın bir sahife-i nuranisi” olarak da ön plana çıkmıştır.Cenab-ı Hakk’ın alemdeki iki çeşit tecelliyatı olan vahidiyet ve ehadiyet güneşle daha iyi anlaşılır. Güneş tek,bütün kainatı ısıtır,ışıtır tek damla ile kainat aynıdır.Işığı ile aydınlatması Vahidiyet, herbir damlada görünmesi Ehadiyettir.Güneş, Allah’ın, Nur isminin bir tecellisidir.

”İsm-i Azamın mazharı olan Rasûl-i Ekremine O’nun Al ve Ashabına salat ve selam eyle.Duamızı kabul buyur Ey Rabbimiz.(Amin)”

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir