AÇLIKTAN ÖLMEK OLMAZ

”Açlıktan ve rızıksızlıktan ölenler oluyor. Açlıktan ölmek olmaz deniyor,bu meselenin halli.”

İnsanın ihtiyacı olan rızık, Allah’ın garantisi altındadır. Fıtrı rızık bitmez.Bu asrın inkarcıları Kur’an’ın tamamına değil, böyle bazı ayetlere itiraz ediyorlar,bu da ona bir örnek.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin,talebesi Re’fet Barutçu Ağabey tarafından sorulan bu soruya, On İkinci Lem’a adlı risalede şu cevab verilmekte:

وَكَاَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ لاَ تَحْمِلُ رِزْقَهَا اَللهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْ

اِنَّ اللهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ

”Yeryüzünde yürüyen ve kendi rızkını yüklenemeyen nice canlı vardır. Onları da sizi de rızıklandıran Allahtır.” Ankebut Sûresi, 60)
“Şüphesiz ki rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan, ancak Allah’tır.” Zâriyat Sûresi, 58)
âyetlerinin sırrınca, rızık doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelâlin elindedir ve hazine-i rahmetinden çıkar. Herbir zîhayatın rızkı taahhüd-ü Rabbânîsi altında olduğundan, açlıktan ölmek olmamak lâzım gelir. Halbuki, zâhiren açlıktan ve rızıksızlıktan ölenler çok görünüyor. Şu hakikatin ve şu sırrın halli şudur ki:

Taahhüd-ü Rabbânî hakikattir; rızıksızlık yüzünden ölenler yoktur. Çünkü o Hakîm-i Zülcelâl, zîhayatın bedenine gönderdiği rızkın bir kısmını ihtiyat için şahm ve içyağı suretinde iddihar eder. Hattâ bedenin her hücresine gönderdiği rızkın bir kısmını, yine o hücrenin bir köşesinde iddihar eder; istikbalde, hariçten rızık gelmediği zaman sarf edilmek üzere bir ihtiyat zahîresi hükmünde bulundurur. İşte, bu iddihar edilmiş ihtiyat rızık bitmeden evvel ölüyorlar. Demek o ölmek rızıksızlıktan değildir. Belki sû-i ihtiyardan tevellüt eden bir âdet ve o sû-i ihtiyardan ve âdetin terkinden neş’et eden bir marazla ölüyorlar.

Evet, zîhayatın bedeninde şahm suretinde iddihar edilen rızk-ı fıtrî, hadd-i vasat olarak kırk gün mükemmelen devam eder. Hattâ bir marazın veya bir istiğrak-ı ruhanî neticesinde iki kırkı geçer. Hattâ bir adam, şedit bir inat yüzünden, Londra mahpushanesinde yetmiş gün, sıhhat ve selâmetle, hiçbir şey yemeden hayatı devam ettiğini on üç (şimdi otuz dokuz) sene evvel gazeteler yazmışlar.

Madem kırk günden yetmiş seksen güne kadar rızk-ı fıtrî devam ediyor. Ve madem Rezzak ismi, gayet geniş bir surette rû-yi zeminde cilvesi görünüyor. Ve madem hiç ümit edilmediği bir tarzda, memeden ve odundan rızıklar akıyor, başgösteriyor. Eğer pür-şer beşer sû-i ihtiyarıyla müdahale edip karışmazsa, herhalde rızk-ı fıtrî bitmeden evvel o zîhayatın imdadına o isim yetişiyor, açlıkla ölüme yol vermiyor. Öyleyse, açlıktan ölenler, eğer kırk günden evvel ölseler, kat’iyen rızıksızlıktan değildir. Belki terkü’l-âdât mine’l-mühlikât sırrıyla, sû-i ihtiyardan gelen bir âdet ve terk-i âdetten neş’et eden bir illetten, bir marazdan ileri gelmiştir. Öyleyse, açlıktan ölmek olmaz, denilebilir.”(Lem’alar)

Açlık üzerine inceleme yapan doktorlar,ilginç neticelere ulaşmışlar. İnsan vucudunda glikojen ve yağ depoları var. Bunlar uzun süre insanı yaşatıyor. Açlık anında ise,insanın hayati organları değil diğer organlarında depolananlar kullanılıyor.
Araştırmalara göre bu da %40 buluyor. Ölüm ise açlıktan değil, tokluktan oluyor.İnsan bir-iki lokma ile de doyar,bir kilo etle de. İşte bu alışkanlığın terkiyle ölüm oluyor.İnsan su içmeden 3-4 gün dayanır,açlığa ise 40 günü geçebilir. Yine yapılan araştırmalarda çocuk ölümleri de açlıktan değil hastalıklardan olduğu ortaya çıkmıştır.
Üstad Hazretleri bir şeye dikkatimizi çekiyor.Anne karnındaki çocuğa rızık nasıl akıyorsa, Allah bize ağacın dalından rızkı da öyle akıtıyor.
Rızık, Allah’ın emri ve idaresi altındadır. Kainata bakalım, İki milyona yakın bitki ve hayvan türü var.Hepsinin midesi farklı,besini farklı,yiyeceği farklı. Gözle görünmeyen mikrobun besini ile filin veya balinanın yiyeceği aynı mı? Bir karınca küçük bir kırıntı ile doyar,fil ikiyüz,üçyüz kilo bitki yer,balina 300-400 kilo balık yer.
Ağaca dönelim dalındaki meyveyi ve onun içindeki vitaminleri bilir mi? Peki,toprak,o ağaca lazım olanı bilir mi? Bilemez,ağacı topraktan çıkaran,meyveyi ağaçtan veren Rahmet-i İlahiyedir. Allah’ın Rezzak ismidir.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir