AĞIR CEZA DA YARGILANAN İLK HANIM

 

1908’de Isparta’da doğan Fitnan Güngör, Risale-i Nur’da Isparta’daki evini Üstad Hazretlerine kiralıyan kişi olarak tanınır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri yedi yıl boyunca bu ev de kiracı olarak oturmuştur.

1953’ün Mart ayında Üstad Hazretleri, Isparta’ya gelir ve bir otel odasında kalmaya başlar. Bu otelde rahat edemeyen Üstad Hazretleri, Emirdağ’ına gitmek ister. Talebeleri ise Üstad’ı Emirdağ’a göndermemek için kiralık bir ev aramaya başlarlar. Bediüzzaman’ın ismini duyan her ev sahibi, korkudan evini ona kiraya vermek istemez. Ümitler tükenirken Tenekeci Mehmet, bir gün: “Bizim mahalledeki Fitnat Hanım’ın evi boş” der. Terzi Mehmet: “Onun rahmetli eşi Ahmed benim asker arkadaşımdır. Ben onunla konuşurum” der. Terzi Mehmet, Fitnat Hanım’ın evini aylık elli liradan kiralar. Ve Üstad’ı eve dâvet ederler. Üstad da “erkânları kıramam” diyerek kiralanan eve yerleşmeyi kabul eder.

Fitnat Güngör o günleri hatıralarında şöyle anlatır;

”Said Nursî’ye evimi kiraya verdikten sonra Isparta’da bütün gözler üzerime çevrilmişti. Şehirde herkes bu kadın ne zaman tutuklanacak diye dedikodu yapmaya başlamıştı. Yakın akrabalarım; “bu kadın evini nasıl, hangi akılla Bediüzzaman’a kiraya verir” diye benim adıma endişeleniyorlardı. Zaten o yıllarda korku, gizli bir elektrik akımı gibi bütün kalplere sirayet etmişti.

Risale-i Nurla tanıştıktan sonra içimdeki boşluk ve sıkıntıları, hanımlar arasında hizmete katılarak atlatmıştım. Bazı zamanlarda Üstad’ın yemeğini yapmak, çamaşırlarını yıkamak şerefine nail olmuştum.

1960 yılı 20 Mart günü kapım çalındı. Kapıyı açtığımda bir Nur Talebesi: “Üstad sizi çağırıyor.” dedi. Aceleyle hazırlanarak hemen üst kattaki Üstadın evine çıktım. Üstad karyoladaki yatakta gözleri kapalı, baygın bir halde uzanıyordu. Nur Talebeleri de başında üzgün bir şekilde bekliyorlardı. Gözlerini zor açarak: “Hemşirem! Allah’a ısmarladık. Bana duâ edin, rahatsızım” dedi. Beni helâlleşmek için çağırdığını anlamıştım. Yedi yıllık komşuluk hakkı için benimle vedalaşıyordu. Üstad, zor duyulan bir sesle: “Bu kaldığım ev, medresemdir. Bu medreseyi âlemi İslâm’ın medresesi hükmünde görüyorum” dedikten sonra iki Nur Talebesi koluna girerek onu yataktan kaldırdı. Bir daha dönmemek üzere bu evden, medresesinden ayrılıyordu. Üstadın odasından ayrılırken Tahiri Abi’ye: “Üstad bu sefer yerini aramaya gidiyor. Halinden belli, ebedî mekânını aramak için buradan gidiyor” dedim.”

27 Mayıs darbesinden sonra oğlu Süleyman tarafından ihbar edilerek, Nurculuk propagandasından dolayı, Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilen Fitnat Hanım, Risale-i Nur’un tarihinde, ilk defa mahkemeye çıkarılan hanım olma şerefini kazanmıştır. Nurculuk propagandasından dolayı, Isparta Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilen Fitnat Güngör, iki yıl süren mahkeme sonunda beraat eder. Mahkeme beraat kararında şu görüşlere yer vermiştir:

“Ölen Said Nursî’nin kiracı olarak maznun Fitnat Güngör’ün evinde oturması sebebiyle maznunun, Said Nursî’ye karşı bir manevî bağlılığı bulunduğu, fakat maznunun laikliğe aykırı, devletin içtimai, iktisadî, siyasî ve hukukî temel nizamlarını kısmen de olsa dinî esas ve inançlara uydurmak amacı ile cemiyet tesis, teşkil, tanzim, sevk ve idare ve bu maksatlarla dinî veya dinî hissiyatı ve dince mukaddes tanınan şeyleri âlet ederek menfaat sağlamak maksadıyle propaganda yaptığı görülmediğinden, suçun sübutu hakkında da mahkemeye tam ve kat’î bir vicdanî kanaat husüle gelmemiştir.

“Elde edilen kitaplar da okunması ve bulundurulması yasak olan kitaplardan olmadığı, bu deliller hüküm ve tesisine kâfi görülmemiştir.”

1977’de vefat eden bu hanım kahraman Fitnat Güngör’ün ruhuna binler fatiha dileriz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir