AKIL ALMAZ HATALAR

İKİNCİ MESELE: Yirmi sene evvel tab edilen Sünuhat risalesinde, hakikatli bir rüyada, âlem-i İslâmın mukadderatını meşveret eden ruhanî bir meclis tarafından bu asrın hesabına Eski Said’den sordukları suale karşı verdiği cevabın bir parçası şimdilik tezahür etmiştir.

O zaman, o manevî meclis demiş ki: “Bu Alman mağlûbiyetiyle neticelenen bu harpte Osmanlı Devletinin mağlubiyetinin hikmeti nedir?”

Cevaben Eski Said demiş ki: “Eğer galip olsaydık, medeniyet hatırı için çok mukaddesatı feda edecektik. Nasıl ki yedi sene sonra edildi. Ve medeniyet namıyla âlem-i İslâm, hususan Haremeyn-i Şerifeyn gibi mevâki-i mübarekeye, Anadolu’da tatbik edilen rejim kolaylıkla, cebren teşmil ve tatbik edilecekti. İnâyet-i İlâhiyeyle onların muhafazası için kader mağlûbiyetimize fetva verdi.”

Aynen bu cevaptan yirmi sene sonra, yine gecede, “Bîtaraf kalıp, giden mülkünü geri almakla beraber, Mısır ve Hind’i de kurtararak, bizimle ittihada getirmek, siyaset-i âlemce en büyük muzafferiyet kazanmak varken, şüpheli, dağdağalı, fâidesiz bir düşmana (İngiliz) taraftarlık göstermekle muzaaf bir surette ve zararlı bir yolu tercih etmek, böyle zeki, belki dâhi insanların nazarında saklı kalmasının hikmeti nedir?” diye sual benden oldu.

Gelen cevap, manevî cânipten geldi. Bana denildi ki: “Sen, yirmi sene evvel mânevî suale verdiğin cevap, senin bu sualine aynı cevaptır. Yani, eğer galip tarafı iltizam edilseydi, yine mimsiz medeniyet namına galibâne mümanaat görmeyecek bir tarzda, bu rejimi âlem-i İslâma, mevaki-i mübarekeye teşmil ve tatbik edilecekti. Üç yüz elli milyon İslâmın selâmeti için bu zahir yanlışı görmediler, kör gibi hareket ettiler.”(Kastamonu Lahikası)

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Birinci Cihan harbine Osmanlı devletinin girmesini istemiyor, tarafsız kalmasını arzu ediyordu. Fakat böyle olmadı. Cihan harbine iştirak ettik. Yirmi yıl sonra İkinci Cihan harbi ortaya çıktı.

Kaderi ilahi bizi İkinci Cihan harbine sokmadı ve İslam alemi de bu harpden uzak kaldı. Maddi kılınçlar ve muharebeler İslam aleminin gündeminden düştü. Siyaset ve diplomasi mücadelesi başladı.

İkinci Cihan harbinde tarafsız kalan o dönemin idarecileri, Mısır ve Hindistan gibi devletlerin siyaseten kurtulmasına sebeb olurken, İngilizlere taraftarlık göstererek, büyük bir hata ile İslam aleminin sömürgede kalmalarına göz yumdular. Eğer İngilizlere taraftarlık olmasa idi; İslam alemi, yine bizimle ittihada ve ittifaka girebilirdi. Fakat bu yanlış taraftarlık, hem İslam alemini bizden küstürdü, hem de sömürgelerin hakimiyetini bir derece devam ettirdi. Bu halin sebebi ne sorusuna verilen bir cevap. Üstad Hazretleri, o deha sahiplerinin akıl almaz hatalarının arkasındaki kaderin hükmüne işaret ederek, kaderin bizleri zulümden ve zulmü de umumi hale getirmemizden koruduğuna dikkat çekiyor.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir