BÜTÜN ALEMLERİN RABBİ

Kur’ân-ı Kerim, Fatiha sûresi ile başlar. Cenâb-ı Hak kendisini bizlere “Rabb’ül-âlemin” (bütün âlemlerin Rabbi) olarak tanıtır. Sema âleminin de Rabbi, arz âleminin de. Canlılar âleminin de cansızlar âleminin de Rabbi. Ahiret âleminin de Rabbi, dünya âleminin de. Demek oluyor ki, “Rabbü’l-âlemin” ismi Saltanat-ı Rububiyeti ifade etmektedir.

Rububiyet, Cenab-ı Hakk’ın her zaman her yerde her mahluka, muhtaç olduğu şeyleri vermesi, terbiye ve tedbir etmesidir. Öyle ki, en küçük bir karınca, gözle görünmeyen canlılar dahi bu terbiye ve tedbirin dışında değildir. Yani Allah bütün yaratılmışların Rabbidir.

Semaya bakıyoruz, bütün yıldızlar aynı zâtın terbiyesinden geçmişler. Semanın Rabbi, o ülkenin bütün yıldızlarını söndürmeden yandırır, düşürmeden durdurur veya çarptırmadan döndürür.

Güneş bir terbiyeden geçmiş ziya ve ısı veriyor, gezegenlerini etrafında döndürüyor. Onu öylece  Allah terbiye ediyor. Oksijenle hidrojeni ayrı ayrı terbiye eden, sonra bunların ikisini yeni bir terbiyeden geçirerek su hâline getiren Rabbü’l-âlemin’dir.

Yer küremizde o kadar çok ve o kadar ayrı terbiye fiilleri icra ediliyor ki, “Rabbü’s-semavati vel-ard” ismi, sanki arzdaki bu farklı terbiye fiillerinin yıldızlar kadar çok olduğunu bize ders verir. Bu arz küresinde, havasıyla suyuyla, bakırıyla altınıyla, şekeriyle tuzuyla, ovasıyla, gölüyle ve bitkisi, hayvanı ve insanıyla her ne varsa, hepsi arzın Rabbinin terbiyesinden geçmişlerdir. Hepsinde o saltanatın hâkimiyeti okunur. Toprağı bakterilerle kaynaştırırken, denizleride balıklarla  oynaştırır.

Uçan kuştan bal yapan arıya, ipek ören böcekten süt imal eden koyuna,ineğe, cemiyet hayatı süren karıncadan, ormanlara hükmeden arslanlara, kurtlara, çakallara her bir hayvan türü, Allah’ın Rab isminin ayrı bir tecellisini sergilemektedir.

Cenab-ı Hakk’ın, terbiye edici Rab ismini organlar seviyesinde düşündüğümüzde, her bir organda ayrı bir cilvesini görürüz. Kalbin terbiyesi beynin terbiyesinden farklı, karaciğerle akciğerin terbiyeleri ayrıdır. Gözümüzü görmeğe, elimizi tutmağa, ciğerimizi solunuma uygun olarak terbiye eden de Rabbimizdir.

Görünen eşyadaki rububiyet, terbiye edicilik  göremediğimiz gayb alemlerinde de birbirinden farklı nice varlıkların hepsini terbiye eden ancak Rabb’ül-âlemin olan Allah’tır. Cebrail (as)’in terbiyesi Azrail (as)’inkinden farklı olduğu gibi, arşın terbiyesi de levh-i mahfuzun terbiyesinden başkadır.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir