GARİPLİKLERLE DOLU ESKİŞEHİR HAPSİ

Eskişehir Hapishanesinde Nur Talebesi olmayan kişilerinde hapis yattığı söyleniyor, bu nasıl olmuştur?

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, 1935 yılında Yüz Yirmi Talebesiyle Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilir. Çeşitli illerden toplanan Nur Talebeleri ile birlikte Eskişehir Hapishanesine getirilen Üstad Bediüzzaman Hazretleri, her türlü baskı ve sıkıntıya rağmen burada Otuzuncu Lem’a, Birinci ve İkinci Şua risalelerini telif eder.

Eskişehir Hapishanesinin garip ve karışık hallerinden bazıları ise şöyle:

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden Ahmed Feyzi Kul Barla’ya bir mektup yazar altına Aydın Müftüsü ibaresini yazar, Aydın Müftüsü Mustafa Efendi bir alakası olmadığı halde Eskişehir’e getirilir,aylarca hapis yatar.

Şevket Gözaçan, Aydın’da göz doktoru olarak görev yapan bir doktor. Bir Nur Talebesini tedavi eder, Üstad Hazretleri de bu zata bir teşekkür mektubu yazar. Bu mektubtan dolayı Şevket Bey’de Eskişehir’e getirilir, aylarca hapiste kalır.

Şükrü Şahinler, ticari bir iş dolayısıyla Milas’ta Nur Talebesi Halil İbrahim ile tanışır. Daha sonra bir mektup yazar, bu mektupa cevap gönderen Şükrü Şahinler de Eskişehir tutuklamaları başlayınca soluğu Eskişehir Hapishanesinde alır. Böylece Nur Talebeleri arasına katılır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri ile beraber Eskişehir maznunları arasına katılır.

Daha bunlar gibi bir çok garipliklerle dolu olan Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi, idam kastıyla ve muhakkak surette mahkûm edilmesi direktifiyle hakkında dâvâ açtırılan Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin mahkûmiyetlerini netice verecek bir delile rastlanamaz ve neticede kanaat-i vicdaniye ile, keyfî bir surette Said Nursî’ye on bir ay ve on beş arkadaşına da altışar ay ceza vererek, mütebaki kalan yüz beş kişiyi beraat ettirmiştir.

Bir bardak suda koparılan Eskişehir dâvâsı, zamanın gazetelerinde şöyle yer almıştı:

Akşam, 9 Mayıs 1935 Perşembe,
“Isparta: İçişleri Bakanı Şükrü Kaya yanında Jandarma Umum Kumandanı General Kâzım olduğu halde buraya gelmiş. Vekil, Said Kürdî hadisesi hakkında validen izahat aldı ve gereken emirleri verdi.
“Bay Şükrü Kaya öğleden sonra Said Kürdî’nin evvelâ ikamete memur edilmiş olduğu Eğirdir’e gitmiş, akşam üzeri dönmüştür.
“Hadisenin esası ne?
“Bediüzzaman, Seyh Said isyanı zamanında Eğirdir’in Barla nahiyesine ikamete memur edilmiş, üç ay evvel mürit toplamaya başlamış, umumî harbten beri Isparta’da kalmış olan üç Kürt, kendisine mürit olmuştur. Bu üç Kürdün teşvikiyle Sivaslı bir mütekait, üç-dört yobaz Said Kürdî’ye devama başlamışlardır.
“Said Kürdî ile arkadaşları Eskişehir’e gönderilmişlerdir.”

Akşam, l0 Mayıs 1935

“Milâs’ta sekiz tarikatçı tevkif olundu:
“Said Kürdî ile otuz mürtecinin mahkemeleri Eskişehir’de yapılacak.
“Milâs’ta bir kişinin Isparta’da tarikatçılık yapmak isteyen Said Kürdî ile muhaberesi anlaşılmış ve yapılan aramada bu adama gelen mektuplar ve risalelerde Milâs’ta yedi kişinin adı geçmiş olmasından ötürü, bu sekiz kişi adliyece tevkif edilerek Isparta’ya gönderilmiştir.

“Vak’a Halil İbrahim isminde bir âlimin Said Kürdî ile mektuplaşması ve mektubuna marangoz, kahveci ve saatçı çırağı gibi şuursuz ümmî yedi kişiden selâm yazması ve hanesinde kitap bulundurmasından ibaret.
“Hadiseyi ortaya çıkaran müdde-i umumî Mustafa’dır.”

Tan, 11 Mayıs 1935
“Dinar: Camii hatibi Hasan ve Mehmed Zekâi Eskişehir hapsine gönderildi.”

Tan, 13 Mayıs 1935
“İrtica şebekesini hazırlayanlar:
“Bediüzzaman’la beraber Şükrü ve Bâki isminde iki Nur talebesi Isparta hapsinden Eskişehir’e gönderilirken.”

Tan, 6 Mayıs 1935 Pazartesi
“Antalya’da dört kişi yakalanarak Isparta’ya gönderildi.
“Said Kürdî’nin mektuplaştıkları Müftü Ahmed Hamdi ve Aşçı Hasan yakalanmıştır. Aşçı Antalya’da, Müftü Korkuteli’de tevkif edilmiştir.”

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir