HAYAT OLMAYINCA

بِاسْمِهِ   وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ

Aziz, sıddık, sadık, çalışkan kardeşim, hizmet-i Kur’ân’da arkadaşım Re’fet Bey;

Senin gördüğün vazife-i Kur’âniyenin hepsi mübarektir. Cenâb-ı Hak sizi muvaffak etsin, fütur vermesin, şevkinizi artırsın. Senin vazifen yazıdan daha mühimdir. Yalnız, yazıyı terk etmeyiniz. Uhuvvet için bir düsturu beyan edeceğim ki, o düsturu cidden nazara almalısınız:

Hayat, vahdet ve ittihadın neticesidir. İmtizaçkârâne ittihad gittiği vakit, mânevî hayat da gider.
وَلاَ تَنَازَعُوا فَتفْشَلُوا وَتَذْهَبَ رِيحُكُم    işâret ettiği gibi, tesanüd bozulsa cemaatin tadı kaçar. Bilirsiniz ki, üç elif ayrı ayrı yazılsa kıymeti üçtür. Tesanüd-ü adedîyle içtima etse, yüz on bir kıymetinde olduğu gibi, sizin gibi üç-dört hâdim-i Hak, ayrı ayrı ve taksimü’l-a’mâl olmamak cihetiyle hareket etseler, kuvvetleri üç-dört adam kadardır. Eğer hakikî bir uhuvvetle, birbirinin faziletleriyle iftihar edecek bir tesanüdle, birbirinin aynı olmak derecede bir tefâni sırrıyla hareket etseler, o dört adam, dört yüz adam kuvvetinin kıymetindedirler.

Sizler koca Isparta’yı değil, belki büyük bir memleketi tenvir edecek elektriklerin makinistleri hükmündesiniz. Makinanın çarkları birbirine muavenete mecburdur. Hem birbirini kıskanmak değil, belki bilâkis birbirinin fazla kuvvetinden memnun olurlar. Şuurlu farz ettiğimiz bir çark, daha kuvvetli bir çarkı görse memnun olur. Çünkü vazifesini tahfif ediyor. Hak ve hakikatin, Kur’ân ve imanın hizmeti olan büyük bir hazine-i âliyeyi omuzlarında taşıyan zâtlar, kuvvetli omuzlar altına girdikçe iftihar eder, minnettar olur, şükreder.

Sakın birbirinize tenkit kapısını açmayınız. Tenkit edilecek şeyler kardeşlerinizden hariç dairelerde çok var. Ben nasıl sizin meziyetinizle iftihar ediyorum, o meziyetlerden ben mahrum kaldıkça, sizde bulunduğundan memnun oluyorum, kendimindir telâkkî ediyorum. Siz de Üstadınızın nazarıyla birbirinize bakmalısınız. Adeta, herbiriniz ötekinin faziletlerine naşir olunuz.(Barla Lahikası)

”Hayat vahdet ve ittihadın neticesidir. İmtizaçkarane hayat gittiği zaman manevi hayat da gider” sözleri ile Üstad Bediüzzaman Hazretleri, çok önemli bir konuya dikkat çekmek için ‘Hayat’ı gözümüzün önüne getiriyor. İnsan vücudunda birbirinden farklı yüzlerce organ ve cihaz vardır. Bunlar hayat sayesinde tam bir bütünlük içinde faaliyet gösterir. Hayat olmayınca, bu organ ve cihazlar faaliyet gösteremez. Artık göz görmez, kulak duymaz, kalp çalışmaz. İnsanın maddi bedeni de kısa bir zamanda dağılır, toprağa dönüşür.

İşte, Üstad Hazretleri, bu maddi hayat misali ile manevi hayatımızın dersini veriyor. Birbiriyle uyumlu, din kardeşliği ve samimi dostluk içinde ekip çalışması yapabilen grup ve cemaatin başarılı olacağını, yoksa başarısız olunacağını söylüyor. Bir grubu veya cemaati meydana getiren fertler, vücudun azaları gibi hareket ederler, birbirlerinin noksanlarını tamamlarlarsa, birbirinin hatasını görmeyip onu kapatma yoluna giderse, sayıca az da olsalar etkileri çok büyüktür. Birlik ve beraberlik ruhundan mahrum gruplar ise kuru kalabalık olarak boy gösterir ve kısa zamanda dağılırlar.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir