SANA, BANA HERKESE ŞİFA DERSİ

 

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ – وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ

“Ey Rabbim, şeytanların vesveselerinden Sana sığınırım. Onların yanımda bulunmalarından da, ey Rabbim, Sana sığınırım.” Mü’minûn Sûresi,  97-98 ayeti”

EY MARAZ-I VESVESE İLE MÜPTELÂ! Biliyor musun, vesvesen neye benzer? Musibete benzer. Ehemmiyet verdikçe şişer; ehemmiyet vermezsen söner. Ona büyük nazarıyla baksan büyür; küçük görsen küçülür. Korksan ağırlaşır, hasta eder; havf etmezsen hafif olur, mahfî kalır. Mahiyetini bilmezsen devam eder, yerleşir; mahiyetini bilsen, onu tanısan, gider.

Öyle ise, şu musibetli vesvesenin aksâm-ı kesiresinden kesîrü’l-vuku olan yalnız Beş Vechini beyan edeceğim; belki sana ve bana şifa olur. Zira şu vesvese öyle birşeydir ki, cehil onu davet eder, ilim onu tard eder. Tanımazsan gelir, tanısan gider.

BİRİNCİ VECİH – BİRİNCİ YARA

Şeytan, evvelâ şüpheyi kalbe atar. Eğer kalb kabul etmezse, şüpheden şetme döner. Hayale karşı şetme benzer bazı pis hatıraları ve münâfi-i edep çirkin halleri tasvir eder. Kalbe “Eyvah!” dedirtir, ye’se düşürtür. Vesveseli adam zanneder ki, kalbi, Rabbine karşı sû-i edepte bulunuyor. Müthiş bir halecan ve heyecan hisseder. Bundan kurtulmak için huzurdan kaçar, gaflete dalmak ister. Bu yaranın merhemi budur:

Bak, ey biçare vesveseli adam! Telâş etme. Çünkü senin hatırına gelen şetim değil, belki tahayyüldür. Tahayyül-ü küfür, küfür olmadığı gibi; tahayyül-ü şetm dahi şetm değildir. Zira, mantıkça, tahayyül, hüküm değildir. Şetm ise hükümdür.

Hem bununla beraber, o çirkin sözler, senin kalbinin sözleri değil. Çünkü senin kalbin, ondan müteessir ve müteessiftir. Belki kalbe yakın olan lümme-i şeytanîden geliyor. Vesvesenin zararı, tevehhüm-ü zarardır. Yani, onu zararlı tevehhüm etmekle, kalben mutazarrır olmaktır. Çünkü hükümsüz bir tahayyülü hakikat tevehhüm eder. Hem şeytanın işini kendi kalbine mal eder; onun sözünü ondan zanneder. Zarar anlar, zarara düşer. Zaten şeytanın da istediği odur.(Sözler)

Risale-i Nur Külliyatından, Yirmi Birinci Sözün, İkinci Makamı, Vesvese Risalesi adıyla bilinir. Üstad Hazretleri, bu risalede, ”sana ve bana şifa olur” diye vesvesenin zararlarını, korunma yollarını, insan da bulunan beş yaraya merhem olacağını söylemekte.

Üstad Hazretleri,”Vesvese öyle bir şeydirki, cehil onu davet eder, ilim onu tard eder(kovar), tanımazsan gelir, tanırsan gider”, yani mahiyetini bilmesen devam eder, öğrenirsen, bilirsen, tanırsan gider. diyor.

Hepimiz için geçerli olan vesveseyi Üstad Hazretleri, beş ana konuda topluyor ve bu hastalığın çaresini ve ilacını nasıl kullanmamızı bize öğretiyor. İşte hastalık ve onun merhemi:

1- Önem verirsen büyür, vermezsen söner,
2- Büyük diye bakarsan büyür, yoksa küçülür,
3- Korkarsan hasta eder, korkmazsan gizli kalır kaybolur,
4- Özelliğini bilmezsen devam eder, öğrenir bilirsen gider,
5- Cahillik onu davet eder, ilim ise onu kovar.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir