SEYYİD SALİH ÖZCAN AĞABEY

1929 yı­lın­da Ur­fa’nın Ak­ça­ka­le il­çe­sin­de dünyaya gelen Salih Özcan Ağabey, iyi de­re­ce­de Arap­ça bi­lirdi. Tarihçe-i Hayat adlı eserde, “Hariç Memleketler” bölümünde ismi çokça geçen  Sa­lih Özcan Ağa­be­y, İs­lâm âle­mi­nin ta­nın­mış si­ma­la­rıy­la sıkı dost­luk mü­na­se­bet­le­ri kurmuştur. Nur hiz­me­tleri­nin de daha çok dış mem­le­ket­le­re ba­kan kı­sım­la­rıy­la alâ­ka­dar­dır. Eserlerde adı daha çok “Seyyid Salih” olarak geçer.

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, “Be­nim met­ru­ka­tım ve Ri­sa­le-i Nur’dan olan be­nim hu­su­sî ki­tap­la­rım ve güzel cilt­len­miş mec­mu­a­la­rım ve­sair şey­le­ri­min bü­tü­nü­nü, 12 kah­ra­man kar­deş­le­ri­me va­si­yet edi­yo­rum” de­di­ği va­si­yet­na­me­sin­de “Sey­yid Sa­lih” olarak onun da adı geç­mek­te­dir.

Salih Özcan Ağabey, hatıralarında Risale-i Nur ve Üstad Hazretleri ile nasıl tanıştığını ise şöyle dile getirmekte:

”1949 yıllarında Hulûsi Ağabey (Yahyagil) bize, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinden bahseder ve Küçük Sözler’den okurdu. Afyon’da olduğunu söyler ve bizi Üstadı ziyarete teşvik ederdi.

O sene liseyi bitirdim. Tatilde Emirdağ’a Üstad’ın ziyaretine gittim. Dedem bana o zaman izin vermişti. Mehmed Çalışkan’a giderek beni Üstada götürmesini istedim. Üstad bizi kabul etti. Dizlerinin üzerinde doğruldu, kalktı, ‘Gel, Seyyid Salih! Gel’ diye beni kucakladı. Ellerinden öptüm, başımdan tuttu. Dedemin, Hulûsi Ağabeyin selâmlarını, hürmetlerini söyledim. Yanımızda bulunan Mustafa Acet’le Mehmet Çalışkan’ı dışarı çıkarttı. ‘Ben yüzbinlerce seyyidi beklerken sen geldin’ dedi. Ben kendilerinin seyyid olup olmadıklarını sordum. ‘Annem Hüseynî, babam Hasenî’dir’ dedi. Sonra da, ‘Ben de seyyid sayılır mıyım?’ diye tebessümle sordu. Ben de, ‘Hem de çift taraftan seyyidsiniz’ dedim.

Salih Özcan, yabancı dil bilen talebelerden olduğu için, yabancı misafirlerle diyaloglarda bulunmuş, yurt dışından insanların da Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin ziyaretine vesile olmuştur. Bu sebeple, “Hariciye Vekili” lakabı, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri tarafından kendisine verilmiş.

1950’li yıllardaki ilk İslami dergilerden İslam dergisini, sonrasında Hilal dergisini çıkarmaya başlamış, aynı zamanda Hilal Yayınları’nı kuran Salih Özcan Ağabey, 1977 yılında milletvekili seçilerek parlementoda da görev yapmıştır.

Rİ­SA­LE-İ NUR’DA SEY­YİD SA­LİH ÖZCAN

Pa­kis­tan’da­ki Nur ta­le­be­le­ri­nin Üs­tad Said Nur­sî’den is­te­dik­le­ri me­saj mü­na­se­be­tiy­le, Irak’ta­ki bir Nur ta­le­be­sinin gön­der­di­ği mek­tup:“Bun­dan bir­kaç gün ev­vel, Pâ­kis­tan’da ta­le­be­ler kon­fe­ran­sı var­dı. Hz. Üs­tad’dan bir me­saj is­temiş­ler­di ve bu­nun ta­ri­hî bir te­si­ri ola­cak­tı. Ha­ber al­dık ki, Sa­lih, Nur ta­le­be­le­ri namı­na bir me­saj gön­der­miş. Siz­le­re de yaz­mış­lar ki, ace­le Hz. Üs­tad’a bil­di­rir­si­niz. Kon­fe­ransta, Hz. Üs­tad ve Nur­lar çok met­he­dil­miş. Ah­met Ra­ma­zan” (Ta­rih­çe-i Ha­yat)

“Aziz, sıd­dık, fe­da­kâr kar­de­şi­miz Ha­cı Ali!

Gön­der­di­ği­niz kıy­met­tar ve bil­has­sa Hz. Üs­tad’ı pek çok se­vin­di­ren mek­tu­bu­nu­zu al­dık. Üs­tad’ımız di­yor ki:

“Şim­di Şam’a, Ha­lep’e ya­kın olan Ur­fa’da bir med­re­se-i Nu­ri­ye ile­ri­de te­şek­kül et­mesi­ni kuv­vet­li ümit edi­yo­ruz. Kı­lıç Ali’yle be­ra­ber Es­ki Said’in ga­yet kıy­met­tar bir ta­le­be­si olan Şam’da­ki Mol­la Ab­dül­me­cit, Ur­fa’da­ki Nur’un ta­le­be­le­rin­den Sey­yid Sa­lih ve onun ya­nı­na giden Nur’un fe­da­kâr bir ta­le­be­siy­le mu­ha­be­re et­sin­ler…’” (Emir­dağ Lâ­hi­ka­sı)

“Aziz, sıd­dık kar­deş­le­rim!

Ev­ve­lâ: Sey­yid Sa­lih’in Ha­lep ve ha­va­li­sin­de­ki çok ehem­miyet­li İh­van-ı Müs­li­mîn ce­mi­ye­ti için siz­den is­te­di­ği Nur mec­mu­a­la­rın­dan, ken­di­me mah­sus mec­mu­a­lar­dan on ta­ne­si­ni ona gön­der­dim ki on­la­ra ver­sin.” (Emir­dağ Lâ­hi­ka­sı)

[Sey­yid Sa­lih’in mek­tu­bun­dan bir par­ça­dır.]“Bu se­ne 15 ta­le­be bir­lik­te Hi­caz’a gi­de­cek­ler. Hi­caz’da olan mas­raf­la­rı­nı da Hi­caz alma­ya­cak. Ken­di­le­ri­ne dü­şen mas­raf çok az bir şey ola­cak. Dö­nüş­le­rin­de Sa­lih ile bir-iki ar­kada­şı, İran ve di­ğer hü­kû­met­le­ri gez­dik­ten son­ra Pa­kis­tan’a İs­lâm Genç­lik Kon­fe­ran­sı­na aza ola­rak gi­de­cek­ler. Bel­ki bun­la­rın yol mas­ra­fı­nı hü­kû­met ve­re­cek… Bu hu­sus­ta emir­le­ri­ni­zi inti­zar edi­yo­ruz. Ali Ek­ber Şah’ı, Said Ra­ma­zan’ı, Ab­dur­ra­hîm Zap­su gör­müş; Pa­kis­tan’da çok hür­met et­miş­ler. Üs­tad’ımız ye­ri­ne el­le­ri­ni öp­tü­ler, du­a­nı­zı ri­ca et­miş­ler. Sey­yid Sa­lih” (Emir­dağ Lâ­hi­ka­sı)

3 Ağustos 2015 yılında vefat eden Salih Özcan Ağabey’e, Allah’tan rahmet dileriz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir