Yazılar

MAHREM BİR SUALE CEVAP

Mahrem bir suale cevaptır. Şu sırr-ı inâyet, eskiden mahremce yazılmış, On Dördüncü Sözün âhirine ilhak edilmişti. Her nasılsa ekser müstensihler unutup yazmamışlardı. Demek münasip ve lâyık mevkii burasıymış ki,…

ON ÜÇ CEVHER KÜMESİ

Hafız Ali’nin fıkrasıdır. Sevgili Üstadım; Bu defa irsaline inâyet buyurulan Hikmetü’l-İstiâzenin İkinci Kısmını aldım. Sekizinci İşaret’te ispat edilip gösterilen hak ve hakikat, dalâlet vâdilerinde uçan serseri…

SADAKAT İLE HİZMET ETMEK

''Ey Risale-i Nur’un kıymettar talebeleri ve benden daha bahtiyar ve fedakâr kardeşlerim, Şahsiyetim itibarıyla sizin ziyade hüsn-ü zannınız belki size zarar vermez; fakat sizin gibi hakikatbîn zâtlar vazifeye, hizmete bakıp,…

ŞEYTANIN EN BÜYÜK SİLAHI

Şeytanın en büyük silahlarından birisi nedir? Şeytan insanı nasıl tahrik eder? Şeytanın en büyük silahı,insana kusurunu itiraf ettirmemektir. İnsan olarak bu hali hepimiz yaşarız. Kimse kolaylıkla hata ve kusurunu kabul etmez.…

KAFİRLER, MÜŞRİKLER, İMANA GELSELER…

Hulûsi Beyin fıkrasıdır. Maddeten uzak düşen bu biçare talebenizi yakından temsil eden Hafız Sabri Efendiyle diğer zevatın Nurlar hakkındaki ihtisasları çok kıymetli ve yüksek ve lâyıklı bir surette ifade edilmiştir. Bir…

EHLİ İMAN HAKİKATE MUHTAÇ

Aziz, sıddık, sebatkâr, muhlis kardeşlerim; Hem maddî, hem mânevî, hem nefsim, hem benimle, temas edenler gayet ehemmiyetli benden suâl ediyorlar ki: “Neden herkese muhalif olarak, hiç kimsenin yapmadığı gibi, sana yardım edecek…

ÜSTADINIZ LAYUHTİ DEĞİL …

Risale-i Nur eserlerinin Müellifi Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini, bazıları hatasız ve kusursuz olarak görüyor? Bu konudaki görüsünüz nedir? Üstadımız Bediüzzaman Hazretlerine bakarken "hatasız ve kusursuz bir insandır"…

EKMEKTEN ZİYADE İHTİYAC VAR

''Aynen bu mâsum çocuk şakirtler gibi, Risale-i Nur’un câzibedar dairesine giren ümmî ihtiyarların dahi kırk-elli yaşından sonra Risale-i Nur’un hatırı için yazıya başlayıp yazdıkları kırk elli parça, iki üç mecmua…

İNSAN İSTİKBALİNDEN ENDİŞE EDER

''Şu münasebetle bir nokta hatıra gelmiş; söyleyeceğim. Şöyle ki: Aşk, şiddetli bir muhabbettir. Fâni mahbuplara müteveccih olduğu vakit, ya o aşk kendi sahibini daimî bir azap ve elemde bırakır. Veyahut o mecazî mahbup, o…

GEÇMİŞ HAYATIMIZI DÜŞÜNMEK

''Bir iki Sözde beyan ettiğimiz gibi, her insan geçmiş hayatını düşünse, kalbine ve lisanına ya “ah” veya “oh” gelir. Yani, ya teessüf eder, ya “Elhamdü lillâh” der. Teessüfü dedirten, eski zamanın lezâizinin…